Yazar: Yunus Emre İyitütüncü Geçmişten günümüze bitmeyen faktörlerinde başında riyakarlık, gösteriş ve hor görme aldı başını gidiyor. Diğer yandan ise insanların kafasında oluşan etiket algısı da bunların biberi tuzu oluyor.

Maddiyatın Sihirli Ruhuna; Bedenini, Kalbini ve Ruhunu Esir Edenler

yunus emre iyitütüncu blog Analiz ve gözlemlerim doğrultusunda ve yaşanmışlıklardan yola çıktım.

İş Yerinde Kendini Parlatma ve İş Arkadaşını Ezme

Bir iş yerinde çalışırken yaşanmış olaydır. İş yeri online olarak satış yapmaktadır. Personel internet üzerinden sipariş aldıktan sonra siparişi gelen adrese yollar. Fakat aldığı siparişlerin adreslerini karıştırmıştır. Aradan biraz zaman geçer ve siparişi veren kişi kargonun durumunu sorunca siparişin yanlış yere gittiği anlaşılır. Daha sonra siparişi yanlış gönderen personel diğer iş arkadaşından yardım ister. İş arkadaşı hemen yardımcı olacağını ve canını sıkmamasını da söyler. Daha sonra işlem tamamlanır ve sorun ortadan kalkar. Yardım eden iş arkadaşı böyle bir daha sorun olursa yardımcı olabileceğini söyler. O personel de teşekkür eder ve konu kapanır. Ama!! Daha sonra patron ofise gelir. İş arkadaşına yardımcı olan kişinin ağzından şu sözler dökülür: - Kargoyu yine yanlış göndermiş. Arkasını ben topluyorum, bu kadar da olmaz der. Patronun hiç bir şeyden haberi yoktur tabi, o da iyi ki varsın der. Konu kapanır. Yorum sizin...

Ye Kürküm Ye

Bir gün paralı tuvalete üstü biraz pesvente bir adam geldi. Tuvaletçi ona para vermesi gerektiğini söyledi. Adam parası olmadığını ve tuvalete girme ihtiyacını söylediyse de tuvaletçi anlamadı ve adamı geri iterek adamı düşürdü. Adam öylece arkasını dönerek çekip gitti. Daha sonra hemen ardından iyi görünümlü ve şık giyimli kişi tuvalete girdi çıktı. Parasının olmadığını söyledi. Tuvaletçi sorun olmayacağın söyledi. O kişi de hem tuvalete girdi hem de para vermeden gitti. Yine yorum sizin..

Birbirini Hor Görme

Biliyorsunuz ki, lüksün sınırı yoktur. Aynı zamanda iyinin iyisi vardır. Bu konuda ise özellikle gözlemlediğim araba konusu oldu. Yolda yürürken, balkondan bakarken, tramvayda giderken yada araba kullanırken çok dikkatli olarak bakıyorum ve sonuç hep aynı. Özellikle kendisinden düşük modelde araba kullandığı gören bir sürücü, yol sadece kendisini hakkıymışçasına inanılmaz tavırlar sergiliyor. Sağından geçmeye çalışıyor, selektör yapıyor ve korna çalıyor bir an önce yol vermesini istiyor. Yol da biraz dar! Adam normal süratle kendi yolunda gidiyor. Biraz beklese zaten adam yol verecek ama öyle olmuyor. Arkadan sürekli sıkıştırılıyor, adam da ona uysa ya kavga edecekler yada farklı işler olacak.. Diğer yandan ise eğer önde lüks bir araba varsa A8L gibi araçlar olursa o araba yavaş gitse dahi onun gitmesini bekliyor. Yani ne korna çalma, ne el kol hareketi, ne sıkıştırma hiç bir şey yok. Araç sola veya sağa dönerse ondan sonra kendi yoluna gidiyor. Yani bu hareketleri zaten kimse kimseye yapmasın ama hemen böyle biraz kendisinden maddi olarak altta birini görünce onu hor görme duygusu içinden fışkırarak tavan yapıyor. Bu sadece bir veya iki kez denk gelmedim, sürekli aynı şeyler ile karşılaşıyorum. Yorum yine sizin...

RİYAKARLIK

Evlilik belki de hepsinin en önemlisi, günümüzde en çok karşılaşılan hususların başında geliyor. İnsanlar günümüz toplumunda öyle bir ruh haline bürünüyor ki, adeta küçük dağları kendileri yaratmışçasına hareket ediyorlar. Konuştuklarında yangında kül bırakmayanlar, iş icraate dönünce o zaman işler tam tersine dönüyor. Özellikle lafa gelince namazı niyazı olsun, kızımı mutlu etsin, içkisi sigarası olmasın diye atıp tutan karakterler, bir anda uygulamaya gelince adeta 180 derece dönüveriyorlar. Her şey bir anda materyale dönüşüveriyor. Evi, arabası, ne kadar kazandığı, bağ evi gibi şeyler bir anda ortaya çıkıyor. Tabi ki de kızını geçindirmesi önemli, para kazanması önemli ama bunlar sanki ikinci plandaymış gibi yapıp daha sonra işi tamamen maddiyata dökmek insanların nasıl bir ruh hali içinde olduğunu da ortaya çıkarıyor. Maneviyata önem vermiş görünen karakterler bir anda maddiyatın sihirli ruhuna; bedenini, kalbini ve ruhunu teslim ediyor.  Yani kısacası söze gelince müslüman olsun, karakterli olsun, kızımı üzmesin diyenler, bir anda maddiyat havuzuna derinlemesine kulaç atmaya başlıyorlar. Halbuki Peygamberimiz (SAV), "Kolaylaştırınız zorlaştırmayınız; müjdeleyiniz nefret ettirmeyiniz" diye buyurmuşlardır. Genel gözlemlerim bu şekildeydi, olumlu olumsuz yorumlarınızı bekliyorum.