Geçmişten günümüze bakıldığında savaşlar, kıtlıklar ve salgınlar tarihte hep kendine yer bulmuş. 1720 Marsilya Salgını, 1820 Kolera Salgını, 1920 İspanyol Grip ve son olarak 2020 Koronavirüs salgını. Bakıldığı zaman her bir virüs öncekinden tam 100 yıl sonra ortaya çıkmış. Bu olaylar tesadüf mü yoksa farklı şeyler mi var bilinmiyor. Gelecekte doğru adımlar atmak ve geleceği daha iyi anlamak için geçmişte yaşananları, tecrübeleri ve deneyimleri bilmek yerinde olacaktır. Çok kısa bir şekilde geçmiş yüz yıllara bakacak olursak; 1720 Marsilya Salgını Veba, Avrupa’yı derinden etkileyen bir salgındı. Ortalama olarak 200 milyon insanı hayattan kopardı. 1820 Kolera Salgını ise, kötü hijyen sebebi ile, ilk olarak konta mine su ve ağızdan giren bakterilerin, genellikle insan atığı ile konta mine olmuş yiyecek yada suyun içine sokulması yolu ile bulaşan virüs türüdür. Yüzbinlerce insanın öldüğü tahmin edilmektedir. 1920 İspanyol gribi, bağışıklık sistemi üzerinde yıkıcı etkileri olan en kötü salgın virüs türü olmuştur. 1928 yılında hastalığı kapan insanlar çok çabuk şekilde öldüler. Virüs genç, yaşlı yada yetişkin kimseyi dinlemedi ve çoğu kişi öldü. Yaklaşık olarak ise 18 ay içinde 50 ile 100 milyon arasında insan ölmüştür. Son olarak ise 2020 koronavirüs salgınında 5 milyon kişi hayatını kaybetti. 40 milyon insanın ise tedavisi hala sürüyor. İşte tamda bu noktada resme geniş perspektifden baktığımızda karşımıza salgınlardan önce veya sonra savaşlar, kıtlıklar ve ekonomik krizler çıkıyor.

Tarihi Anlayalım

1700'lü yıllarda yaşanan olaylara baktığımızda karşımıza çıkan Büyük Kuzey Savaşı 1700 ile 1721 arasında olmuş. Daha sonra 1720 yılında ise Marsilya salgını veba baş göstermiştir. Milyonlarca insan hayatını kaybetmiştir. 1800'lü yıllara gelindiğinde Napolyon Savaşları 1803-1815 yılları arasında olmuştur. Ayrıca 1812 Savaşı 3 yıl savaşı, Amerika Birleşik Devletleri ile Büyük Britanya ve İrlanda Birleşik Krallığı'nın Kuzey Amerika'daki kolonileri ve Amerikan yerlisi (Kızılderili) müttefikleri arasında iki buçuk yıl süren çatışmalar yaşanmıştır. Ayrıca 1821-1823 Osmanlı İran savaşı da yaşanmıştır. Yani bunlardan sonra ise yine salgın devreye girmiş 1820 kolera salgını yüzbinlerce insanın hayatını kaybetmesine sebep olmuştur. Geçmişi çok daha iyi analiz etmemize olanak sağlayan ise 1920 yılında yaşanan olaylardır. 1900'lü yıllara baktığımızda ise 1920 yılındaki salgını öncesinde ve sonrasında büyük savaşlar yaşanmıştır. Ayrıca kıtlıklar ve ekonomik krizler yaşanmıştır. 1914-1918 yılları arasında 1.dünya savaşı yaşanmıştır. Sonrasında ise yaklaşık 100 milyon insanın ölümüne sebep olan 1918 ve 1920 yılları arasındaki İspanyol gribi salgını yaşanmıştır. Salgından sonra ise 1921-1922 yılları arasında Rus Kıtlığı yaşanmıştır. Daha sonra ise 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı yani Büyük Buhran dünyayı etkisi altına almıştır. Kara perşembe olarak da bilinir. Buraya kadar tarihe baktığımızda aslında çok açık bir şekilde görülmektedir ki; salgınlar, savaşlar, ekonomik krizler ve kıtlıklar her asır da yaşanmaktadır.

Tarih Tekerrür Ediyor

Şimdi ise günümüze dönüp baktığımızda en büyük salgın 2020 yılında yaşanan koronavirüsü oldu. Milyonlarca kişi hayatını kaybetti. Aradan yaklaşık olarak 2 yıl gibi bir zaman geçti. Bulunan aşılar ile birlikte acaba koronavirüsün sonu mu geliyor, dünya rahat bir nefes alacak derken şimdi de Rusya Ukrayna savaşı başladı. Ardından ise kıtlık ve ekonomik kriz konuşulmaya başlandı. Tarihin tozlu sayfalarından geleceğe doğru baktığımızda çıkan sonuç hiçte şaşırtıcı değil aslında. Bu global anlamda Dünyanın kaderi de diyebiliriz. Umarız ki; koronavirüs son salgın olur ve çıkan Rusya- Ukrayna savaşı da çok fazla uzamadan bir an önce biter. Fakat geçmişi yokladığımızda durum hiçte öyle durmuyor. Peki ya sizce?